
PSİKOLOJİYE DAİR
Stres Mekanizması
Stres Mekanizması
Stres, günlük yaşamın bir parçasıdır. Hatta stres yapmamız hayatta bir şeylere anlam yüklediğimizi ve çabaladığımızı gösterir. Nitekim stres, tehlikeler karşısında organizmanın doğal ve koruyucu bir tepkisidir ve bu şekilde vücut kendini tehlikelere karşı hazırlar ve harekete geçer. Diğer bir deyişle, stres sıkıntı veren olay, durum ya da düşüncelere dair bedensel ve psikolojik tepkiler zinciridir. Bu tepkilere sebep olan çevresel uyarıcılara da, stresör denir. Bedensel tepkiler, beynin stres karşısında tehdit algılayıp savaş-kaç tepkilerini oluşturmasıyla gerçekleşir. Ön beynin çekirdeğinde yer alan hipothalamusun, çevresel sinir sisteminin bir bölümü olan sempatik sinir sistemini harekete geçirmesiyle bu tepkiler meydana gelir. Stresin oluşması için, stresörden etkilenen bireyin vücudunda savaş-kaç tepkileriyle isimlendirilen özel biyo-kimyasal değişmeler oluşur ve vücut sistemi harekete geçer. Savaş-kaç tepkileri verildiğinde, sindirim yavaşlar, mide asidi artar, kan pıhtılaşma mekanizması harekete geçer, nabız artar ve kan basıncı yükselir, göz bebekleri büyür, depolanmış yağ ve şeker kana karışır, ter bezi faaliyetleri artar, tükürük artar, böbrekler daha hızlı çalışır. Bedende stres karşısında gerçekleşen bu tepkiler de göz önüne alındığında, stres algılayan bireylerin aynı zamanda bedenlerindeki fiziksel değişikliklere dikkat kesilmeleri ve sağlıklarıyla ilgili endişe duymaları olağan bir durumdur. Yaratılış olarak vücudumuz ve beynimiz bizi tehlikelerden korumaya programlanmıştır. Bu sebeple, zihnimize olumsuz düşüncelerin gelmesi vücudu tehlikelerden korumaya programlanmış bir beynin önlem alabilmesi adına oldukça doğaldır.
Olası Stresörler
Neler stres yaratır? Hayatımızdaki her türlü değişiklik stres yaratabilir: ev taşımak, çocuk sahibi olmak, iş değiştirmek, çocukların iş, eğitim ya da evlilik sebebiyle evden ayrılması gibi. Akut ya da kronik zorluklar da stres yaratabilir: bir yakınını kaybetmek, hayattaki belirsizlikler, aile içi iletişim sorunları, istenmeyen evliliklerin sürdürülmesi, insani ilişkilerdeki zorluklar (yorumlar, anlaşmazlıklar, çatışmalar), sevmediği bir işte çalışma, olumsuz çalışma koşulları, maddi sıkıntılar, sağlık sorunları gibi. Ayrıca sadece bizim değil yakınlarımızın sıkıntıları ya da çevremizde yaşananlar da stres yaratabilir: çocuğun üniversite sınavı, akademik performansı, işe girmesi, evlendirilmesi, yakınlarımızın ilişkilerinde, iş yerinde ya da okulda yaşadıkları sorunlar hatta ülkedeki siyasi, ekonomik ya da askeri sorunlar vb. Bununla birlikte trafik, gürültü, kalabalık gibi çevresel koşullar da stres kaynağı olabilir. Bazen bizi neyin strese soktuğunu bilirken, bazen neden stresli olduğumuzu fark edemeyebiliriz. Anlık olarak fark etmeden olumsuz etkilendiğimiz olay ya da durumlar olduğu gibi, geçmişte yaşadığımız üzerinden zaman geçtiği halde, bastırılmış ya da üstü örtülmüş ve zihnimizde çözümlenemediği için psikolojimizi hala olumsuz etkileyen olay ya da durumlar da olabilir.
Akut ve Kronik Stres
Akut stres karşısında beyin tehdide karşı ani manevralar yapabilme yetisine sahiptir. Diğer bir deyişle anlık stres sonucunda beyin yeni hücreler üretebilir ve bu durumda stres faydalı olabilir. Ancak kronik, şiddetli ya da kesintisiz stres karşısında beynin hücre üretebilme kapasitesi baskılanır. Diğer yandan kronik ve şiddetli stres karşısında, bedenin de baş etme kaynakları tükenir ve kişi başka stres kaynaklarına açık hale gelir. Bu sebeple kronik ve şiddetli stres tansiyon, kalp hastalıkları, obezite ve çeşitli psikiyatrik bozukluklar gibi fiziksel ve psikiyatrik sorunların oluşması için tehlike arz eder. Stres kısa süreli olsa da, şiddetli yaşanan stresin etkileri uzun sürebilir; örneğin, stres sebebiyle sigara tüketimini artıran birinde, koroner kalp rahatsızlığı riskinin artması gibi. Stresin süresi ve şiddetine ek olarak, stres kaynaklarının çokluğu da önemlidir. Kişinin stres kaynağı olarak algıladığı uyaranlar arttıkça, stres düzeyi de artacaktır.
Yorumlar
Yorum Yazın